5 research outputs found

    Neural Network Based Vehicular Location Prediction Model for Cooperative Active Safety Systems

    Get PDF
    Safety systems detect unsafe conditions and provide warnings for travellers to take action and avoid crashes. Estimation of the geographical location of a moving vehicle as to where it will be positioned next with high precision and short computation time is crucial for identifying dangers. To this end, navigational and dynamic data of a vehicle are processed in connection with the data received from neighbouring vehicles and infrastructure in the same vicinity. In this study, a vehicular location prediction model was developed using an artificial neural network for cooperative active safety systems. The model is intended to have a constant, shorter computation time as well as higher accuracy features. The performance of the proposed model was measured with a real-time testbed developed in this study. The results are compared with the performance of similar studies and the proposed model is shown to deliver a better performance than other models.</p

    Makine Öğrenmesi Algoritmalarıyla Android Kötücül Yazılım Uygulamalarının Tespiti

    No full text
    Son yıllarda akıllı mobil cihazlar hayatımızı ciddi anlamda kolaylaştırmış ve hız kazandırmıştır. Android işletim sistemi (İS) bu cihazlar arasında en yüksek kullanım oranına sahiptir. Yaygın kullanım, yetersiz güvenlik mekanizmaları ve kullanıcıların bilinç düzeyi bu İS’ni saldırganların hedefi haline getirmektedir. Android İS’nin güvenlik mekanizmasını temelini izin tabanlı güvenlik modeli oluşturmaktadır. Uygulamalar, kullanıcı tarafından verilen izinlere bağlı olarak işlevlerini yerine getirebilmektedir. Ancak kullanıcı farkındalığı, talep edilen izinlerin suiistimale açık olup olmadığı hususunda yeterli seviyede değildir. Bu sebeple bu uygulamalarda kötücül içerik tespiti için ek yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, kötücül yazılım uygulamalarının tespiti amacıyla makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak izin tabanlı bir yöntem önerilmiştir. Önerilen yöntem destek vektör makinesi, rastgele orman, Naïve Bayes ve K en yakın komşu makine öğrenmesi algoritmalarıyla ayrı ayrı denenmiş ve başarımları kıyaslanmıştır. Rastgele orman algoritması %95,65 doğruluk oranıyla en yüksek başarımı sergilemiştir

    Optimum Design of Compression Spring According to Minimum Volume Using Grey Wolf Optimization Method

    No full text
    <span style="font-size: 12.6px; font-family: &quot;Helvetica Neue&quot;, Helvetica, Arial, sans-serif;">Makine elemanlarinin optimizasyonu mühendislikte hem önemli bir problem hemde yogun bir çalisma alanidir. Basinç yaylarinin minimum hacme veya agirliga göre tasarimi bu alandaki örnek problemlerden birisidir. Parçacik sürü optimizasyonu, genetik algoritma gibi çesitli optimizasyon yöntemleri bu probleme uygulanmistir. Dogadan esinlenen algoritmalarin sonuncularindan Bozkurt Optimizasyonu (BO) yöntemi, bozkurtlarin avlanmalari ve liderlik hiyerarsisinden esinlenmistir. Bu yöntem, mühendislik uygulamalarindaki basarili performansiyla kisa sürede dikkatleri çekmistir. Bu çalismada BO, basinç yaylarinin asgari hacme göre tasarimina uygulanmistir. BO’nun performansi önceki çalismalarda ayni problemin çözümü için kullanilan optimizasyon yöntemleriyle karsilastirilmistir. Çalismanin sonuçlari BO’nun basinç yaylarinin asgari hacme göre tasariminda basarili sonuçlar verdigini göstermistir.</span><span style="font-size: 12.6px; font-family: &quot;Helvetica Neue&quot;, Helvetica, Arial, sans-serif;">Optimization of machine elements is both an important issue and an intensive study topic in engineering. Design of compression springs according to minimum weight or volume is a sample problem in this area. Various optimization methods such as particle swarm optimization, genetic algorithm are applied to the problem. Grey Wolf optimization (GWO) method, one of the least nature-inspired algorithms, mimics the hunting and leadership hierarchy of grey wolves. The method has attracted attention for a short time due to its successful performance in engineering applications. In this study, GWO was applied to the design of compression springs with minimum volume. The performance of the GWO was compared with the optimization methods used for solving the same problem in previous studies. The results of the study show that the GWO provides very successful results for the design of compression springs with minimum volume.</span

    Server Virtualization Using Cloud Computing for Large Scale Data Centers

    No full text
    <span style="font-size: 12px; font-family: Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif; color: rgb(17, 17, 17);">Bulut Bilisim, yönetimi kolay, ihtiyaca göre ölçeklenebilir, birçok farkli cihazdan kolaylikla erisilebilen, ortak kaynaklar üzerinde sunulan bilisim servisleri olarak tanimlanabilir. Bulut Bilisim, sundugu esnek yapisiyla kurumlarin bilisim hizmetlerini yönetmelerine yardimci olmaktadir. Bulut yaklasimi, maliyeti düsürmekle birlikte, riskleri azaltarak daha güvenli bir çalisma ortami sunmaktadir. Bu çalismada büyük ölçekli veri merkezlerine sahip olan kurumlarin, bulut bilisimin bir hizmet modeli olan, altyapinin hizmet olarak sunulmasi yöntemi ile fiziksel sunucularini sanallastirarak nasil maliyetlerini azaltabilecekleri konusuna deginilmistir. Bu kapsamda veri merkezi tamamen fiziksel sunuculardan olusan bir kurumun, mevcut sunucularini kaynak ölçeklendirme yapilabilen, yüksek erisilebilirlik ve felaket kurtarma yapisi olan bir sanal platform üzerine aktarmasina yönelik çalismalardan ve kazanilan faydalardan bahsedilmistir.</span><span style="font-size: 12px; font-family: &quot;Helvetica Neue&quot;, Helvetica, Arial, sans-serif;">Cloud Computing, easy to manage, scalable according to needs, which is easily accessible from many different devices, common resources can be defined as information services offered on. Cloud Computing, which offers flexible structure of institutions is helping to manage IT services. Cloud approach, reduce costs, although reducing the risks offers a safer work environment. In this study of institutions with large-scale data centers, cloud computing service model, which is offered as a service infrastructure to the method of how to virtualize physical servers can reduce costs is discussed. In this context, data center, an institution consisting of purely physical server, the existing server resources that can be scaled, high availability and disaster recovery structure on a virtual platform for the transfer and the benefits gained from the studies are mentioned.</span

    Astımlı ve Allerjik Rinitli Hastalarda Nefes Havası 11-beta HSD Tip 1, Tip 2 ve Kortizol Düzeyleri

    No full text
    Giriş ve Amaç: Astımve allerjik rinit kronik inflamatuvar hava yolu hastalıklarıdır. 11-beta HSDtip 1 ve tip 2 lokal steroid sentezinde rolü olduğu bilinen enzimlerdir. Buçalışma ile astımda ve allerjik rinitte lokal steroid sentezinindeğerlendirilmesi amaçlanmıştır. &nbsp;&nbsp;Yöntem: Yaşları 6-16 arasında olan astımlı (n = 29), allerjik rinitli (n = 29) veyaşları 6-17 arasında olan sağlıklı çocuklar (n = 20) çalışmaya alındı. &nbsp;Deri testleri uygun pozitif ve negatifkontroller ile 15 antijen ile yapıldı. Kan eozinofil sayılarına bakıldı. Solunumfonksiyon testleri yapıldı. Nefes havaları toplanarak nefes havasında 11-betaHSD Tip 1, Tip 2 ve kortizol düzeyleri&nbsp; ELİZA yöntemi ile ölçüldü.Bulgular: 11-betaHSD Tip 1, Tip 2 ve kortizol düzeyleri&nbsp; karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlıbir fark saptanmadı (p&gt;0,05). Korelasyon analizlerinde eozinofil yüzdeleriile hem FEV1/FVC % hem de FEV1/FVC L değerleri arasında ters korelasyon vardı(p=0,008, r=-0,297; p=0,008, r=-301, sırasıyla). Sadece allerjik rinit grubunabakıldığında ise 11-beta HSD Tip 2 düzeyi ile PEF%değerleri arasında negatif korelasyon olduğu görüldü (p=0,017, r= -0,441spearman). &nbsp;Sonuç: Bu çalışma, &nbsp;nefes havasında 11-betaHSD Tip 1, Tip 2 ve kortizol düzeylerinin değerlendirildiğiilk çalışmadır. Hem astımlı hem de allerjik rinitli çocuklarda bu düzeylersağlıklı kontrollerden farklı bulunmamıştır. Ancak allerjik rinitli hastalarda 11-betaHSD Tip 2 düzeyi ile PEF% değerleri arasında ters korelasyon olması allerjen ya da irritan maruziyeti ile bu düzeylerin değişebileceğinidüşündürmektedir. Bu konuda daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.&nbsp;</p
    corecore